20 Ocak 2014 Pazartesi

HAYALET

Senin gibi cabbar bir hayalet ne görüldü ne işitildi
Nice ünlenmiş ihtiyarlarınki belirdi durdu hanların kalelerin metruk serinliklerinde
Nice karşı konulmaz hanımefendiler
Kabarık, taftalı etekleriyle.

Bir gürültü koparan deli deli mosmor gözleriyle kalabalık
Hortlaklar, kulağı küpeli, yakışıklı, uzun boyunlu

Kimisi aynada yol alır, çirkef sulardan sekerdi
Ama hepsi bir rüzgardı, gelirdi geçerdi.
Cinler, cangolozlar ensemde bitiverirlerdi
Gözleri yaprak gibi titrer, sıcaklık dilerdi elleri.

Senin gibi hayalet ne duyuldu ne görüldü
Ellerin yüksek kapıların sürgüleri gibi kilitlenir,
Ağzından sonsuzluk ezgileri çalınırken
Ödüm patlardı.
Belli ki bu gidişle beni de alıp götürecektin.
Duvardan duvara çarpar, gülümserdin.
Çakmak taşından kıvılcımlar çıkarmış gibiydi sesin
O halinle bile mutluydun
Yirmi bir yaşındaki halinle gelirdin.

Sahi, şimdi yirmisekiz mi oldun?


Ocak 2014 artezyen kuyusu

Hiç yorum yok: