28 Şubat 2014 Cuma

Çalıntı Bilyelerin Tanrısı

bir adrese paket gönderdim alıcısı evde yokmuş
müzeye biletlerim de yandı
kış günü köy meydanında kör olup kaldım
ellerimde zelzeleler
fay kırıkları çeneme doğru yükselirken
başıma kuş sıçtı.
son kuşlar da hüzünlü öttü.
av tüfeği sıkılmış gibi 
birden havalandılar
nehirleri karıştırdım bir de.
ıssız adada kalmadım ama
Hindistan cevizinden arkadaş yaptım kendime.
deniz o kadar şerefsizdi ki
ne bakmayla gözlerim
ne düşünmeyle aklım alıyordu.

On yedi yaşındaydım
vapurlara binerdik
on dokuz
birisi seviyormuş gibi görünmeyi sevdi
yirmi
kendime acımamaya yemin ettirdi kadife yastık
22 yusuf yusuf toprak çakramda mavi kelebekler uçar
koylarda kübalılarla yüzerdik
23 hala acımam kendime
25 biber gazi sevgili günlük.

uçaklar içimde uçar
ben galaksinin midesinde tuttuğu bir solucan olurdum
hey jüpiter’ e bir yüktüm
üç hörgüçlü zalim bir kambur.
bir yıldızı ağlattım
iki üç samanyolu söndürdüm
zamanı ekinlerde hasatlarda takvime döndürüp
mitoloji günlüklerine ucundan kaydoldum.

ben, beyaz hareli çalıntı bilyelerin korkunç tanrısı
sokak çocuklarına selam olsun.


Hiç yorum yok: